Yeni Zelanda'daki Katliam Üzerine


Sevgili ziyaretçimiz, bu makalemizde ”Yeni Zelanda’daki Katliam Üzerine” kavramını Hristiyan bakış açısıyla irdeleyeceğiz. Bizim temel kaynağımız Tanrı sözü olan İncil’dir. Eğer kargo dahil ücretsiz İncil almak isterseniz aşağıdaki linkten formu doldurmanız yeterlidir. Size iyi okumalar diliyoruz.

Talep Formu

Din, Dil, Irk, Renk

Siz de dünyanın, dünyadaki insanların bu sebeplerden dolayı birbirlerine yaptıklarından bıktınız mı? Yeni Zelanda’da yaşanan olaya benzer her haber okuduğumuzda, videolar gördüğümüzde; hissettiğimiz duygulardan hepimiz yorulduk. Daha kaç kez kardeş kardeşi vuracak, daha kaç kez ölü bedenler yerlerde yatacak, kaç kez o ölü bedenlerin ardından acı gözlerle; acı yüreklerle yaşayan insanlar olacak, kaç eş yalnız, kaç çocuk ebeveynsiz kalacak? Daha kaç kan, günahla karışacak toprağa ve kaç beden zamanından önce çürüyecek?

İnsanların kana susamış, gözleri dönmüş bir şekilde başka canları almasını anlamak ne kadar da güç. Nasıl oluyor da gözlerinin önünde nefes alıp veren bir insanın, son nefesi olabiliyorlar? Nasıl oluyor da tam orada, hemen yanlarında duran bir canlının, artık cansız olmasına neden oluyorlar? Bu soğuk kanlılığı, hayır, bu kansızlığı anlayamıyorum.

Ama diğer yandan; sevgiden uzak, Tanrı’dan uzak bir insanın; insanların bunu yapması, o kadar da şaşırtıcı değil aslında. Bir insana baktığımızda, ona karşı sevgi ve merhamet duyabilmemiz için, önce bu duygulara sahip olmamız gerek. Lakin bir insanın hayatında sevgi yoksa, bunu bir başkasına gösteremez.

Yeni Zelanda
Tanrı’yı tanımayan kişi, sevemez. Sevemeyen kişi, düşmanı olarak gördüğü insanları öldürebilir. Sevemeyen kişi kendi ailesini bile öldürebilir.

Yüreklerimizi Kime Teslim Ediyoruz?

Dünyayı sevgisiyle yaratan Tanrı, sevginin kaynağıdır. Yeryüzünü, gökyüzünü, ağaçları, denizleri, dağları, hayvanları ve insanları sevgisiyle; özenerek yarattı ve hepsinin iyi olduğunu gördü.

Sonra insan, ilk günahını işledi.

Sonra ilk kardeş, ilk kez diğer kardeşi öldürdü.

İşte o gün, Kayin Habil’i öldürdüğünde, bugün Yeni Zelanda’daki cinayete açılan kapıyı aralamış oldu ve o kapı bir daha hiç kapanmadı. Gün be gün, nefret eden her insan aracılığıyla daha da açıldı. O gün Kayin’in öldürdüğü nasıl kendi kardeşiydiyse, bugün namaz kılan insanları öldüren adam da, onlarla kardeşti. İnsan eğer bunu anlamayı bir becerebilseydi; öldürdüğünün kardeşi olduğunu, yaptığını en azından bir kez daha düşünürdü belki. Ama kendisini, yüreğini, duygu ve düşüncelerini şeytana teslim eden insanlar; iki kez de düşünse, belki de aynı sonuca varacaklardı. Çünkü bu, kendimizi neye teslim ettiğimizle alakalı. Kendimizi sevgi kaynağı olan Rab’be mi teslim ediyoruz yoksa nefretin ve cinayetin kaynağı olan şeytana mı?

Brendon Tarrant, yani 45 cana acımasızca kıyan kişi, bu akıl almaz eylemi gerçekleştirirken bir şarkı dinliyordu. Şarkının sözleri, bu kişinin yüreğinde Türklere karşı duyduğu sevgisizliği gayet net bir şekilde açıklıyor. Savaşa gider gibi, 45 canı almaya giderken bu şarkıyı dinlemesi, onun motivasyonunu da açık bir şekilde ortaya koydu. Bu bir din savaşı değildi, bu bir ırk savaşıydı; ama ne olursa olsun, yanlıştı. Tarrant, yüreğinde duyduğu öfkeyi almıştı ve şeytana teslim etmişti. Şeytan da bu nefreti, 45 kişinin ölümüne ve yüzlerce kişinin çektiği acıya dönüştürmüştü. Bugün bizler; din, dil, ırk ve renk hakkında neler düşünüyoruz? Bu düşünceleri kime teslim ediyoruz?

Kutsal Kitap’taki 1. Yuhanna 4:7-8 ayetlerinde, ‘’Sevgili kardeşlerim, birbirimizi sevelim. Çünkü sevgi Tanrı’dandır. Seven herkes Tanrı’dan doğmuştur ve Tanrı’yı tanır. Sevmeyen kişi Tanrı’yı tanımaz. Çünkü Tanrı sevgidir.’’ demektedir.

Sevmeyen kişi Tanrı’yı tanımaz. Çünkü Tanrı sevgidir.

İşte sorunun cevabı burada gizli. ‘Neden?’ sorusunun cevabı… Çünkü Tanrı’yı tanımayan kişi, sevemez. Sevemeyen kişi, düşmanı olarak gördüğü insanları öldürebilir. Sevemeyen kişi kendi ailesini bile öldürebilir. Ama bir Hristiyan, gerçekten Tanrı’yı tanıyan ve O’nunla yaşayan bir Hristiyan; ne din ne dil ne ırk ne de renk sebepleriyle bir başkasını öldürmez. Gerçekten Tanrı’yı tanıyan ve seven bir insan, hiçbir nedenle bir insanı öldüremez. Çünkü yüreğini sevgi Tanrı’sı olana teslim etmiştir. Yüreği, O’nun sevgisiyle doludur.

Dünya, kendisini Tanrı dışındaki şeylere teslim edenlerle ve bu teslimiyetle doğan acı verici bedellerle dolu. Bir suçlu arayacaksak, bu ne Hristiyanlardır ne de Tanrı. Bu, şeytan ve kendisini ona teslim eden insanlardır. Yine de bir suçlu aramak bizi bir yere götürmez. Bizi, yüreklerimizi Tanrı’nın sevgisine teslim etmek bir yerlere götürür. Daha sevgi dolu, daha mutlu, daha esenlikli ve huzurlu bir dünyaya; kimsenin kimseye zarar vermediği bir dünyaya götürür. Camide öldürülen kardeşlerinin acısını paylaşmak için aileleriyle birlikte yas tutan Hristiyanlar, bu davranışa karşılık Türkiye’deki kiliseleri ziyarete gelen kişiler; Tanrı’ya teslim edilmiş yüreklerin en güzel göstergelerinden biri oldu dün. İşte böyle bir birlik, böyle bir destek, böyle yürekler; bizi o dünyaya götürecek. Dünyamızı, böyle bir dünyaya dönüştürebilmek için, yüreklerimizi Tanrı’nın sevgisine teslim edelim.

Esen Kalın.