Tolstoy: Hristiyanlık Nedir?
Sevgili ziyaretçimiz, bu makalemizde “Hristiyanlık Nedir?”kavramını irdeleyeceğiz. Bizim temel kaynağımız Tanrı sözü olan İncil’dir. Eğer kargo dahil ücretsiz İncil almak isterseniz aşağıdaki linkten formu doldurmanız yeterlidir. Size iyi okumalar diliyoruz.
Hristiyanlık Nedir?
“Hristiyanlık ya da Hristiyan olmak her radikal tedavi gibidir; insan mümkün olduğunca erteler.” Soren Kıerkegaard.
İsa’nın vaazlarından haz etmeyen din önderleri, İsa’yı öldürmeye karar verdiler: ‘’Yargıç ‘ Pilatus kalemi kırmıştı; ölüm şekli ise çarmıha gerilmekti. İsa’yla birlikte biri sağında öbürü solunda olmak üzere iki haydut çarmıha gerildi.
”Çarmıha asılan suçlulardan biri, ‘Sen Mesih değil misin haydi, kendini de bizi de kurtar!”diye küfür etti. Ne var ki öbür suçlu onu azarladı. ‘Sende Tanrı korkusu da mı yok?’ diye karşılık verdi. ‘Sen de aynı cezayı çekiyorsun. Nitekim biz haklı olarak cezalandırılıyor, yaptıklarımızın karşılığını alıyoruz. Oysa bu adam hiçbir kötülük yapmadı.’ Sonra , ‘Ey İsa, kendi egemenliğine girdiğinde beni an’ dedi. İsa, ona sana doğrusunu söyleyeyim, sen bugün benimle birlikte cennete olacaksın’ dedi.” (Luka 23;39–43)
Haydutlardan birisinin İsa’ya iman etmesi çok dokunaklı ve bir o kadar da düşündürücüdür. Haça gerili haydut, İsa’ya inandı ve esenliğe kavuştu. Haç üzerindeki haydut gibi ben de İsa’nın öğretisine inandım ve bu inanç beni esenliğe kavuşturdu. Bu yaptığım kıyaslama rastgele bir kıyaslama değil, bu; eskiden içinde bulunduğum yaşam ve ölüm karşısında korku ve umutsuzlukla dolu olan, şimdi ise dinginlik ve mutlulukla dolan ruhumun durumunu tam olarak ifade eden bir kıyaslamadır.
Haydut gibi, geçmişte sürdürdüğüm ve hala sürdürmekte olduğum yaşamın iğrenç olduğunun bilincindeydim; çevremdeki insanların çoğunun da aynı şekilde yaşadığını görüyordum. Haydut gibi zavallı olduğumu ve acı çektiğimi, çevremdeki bütün insanların da acı çektiğini ve kendilerini mutsuz hissettiklerini biliyordum. Haydut nasıl haca çivilenmişse, ben de bilinmeyen bir güç tarafından bu acı ve keder dolu yaşama çivilenmiştim. Anlamsız bir yaşamın dertlerinin ve acılarının ardından, ölümün korkunç zifiri karanlıklarını bekleyen bir haydut gibi, beni de aynı şeylerin beklediğini görüyordum.
Bütün bunları düşünürken haydutla aynı kaderi paylaştığımı hissediyordum; ama yine de durumumuzda bir fark vardı; o ölmek üzereydi, ben ise hala yaşayacaktım.
Ölmek üzere olan haydut, esenliğe belki de mezarın ötesinde kavuşacağını düşünüyordu, oysa benim önümde gerçek yaşam ve ölüm ötesinin gizemi duruyordu. Bu yaşamı anlamıyordum, bana korkunç geliyordu. Ve birden İsa’nın sözlerini duydum; duyduklarımı anladım ve artık yaşam ile ölüm bana bir kötülük olarak görünmemeye başladı; umutsuzluğun yerini ölümün yok edemeyeceği bir mutluluk ve sevinç aldı.
Esen Kalın.