Şampiyon Kim Olacak?
Fenerbahçe mi, Beşiktaş mı?
Evet, ligimizin tamamlanmasına üç hafta kaldı. Dananın kuyruğu her an kopabilir, ya da son maç son dakikaya kadar bu heyecan devam edebilir. Taraftarlar kendilerini şampiyonluğu kutlamaya hazırlıyorlar, kimisi için şampiyonluk o kadar mühim bir olay ki neredeyse bir ölüm kalım meselesi.
Biz imanlılar bütün bunlara nasıl bakıyoruz? Futbola ne kadar kendimizi kaptıracağız? Bir takımın taraftarı olmak, başka takımın taraftarına düşman olmak mı demek? Dostluklardan ödün vermek mi demek? Bu coşkun heyecana kendimizi kaptırıp her şeyi unutmak mı demek? Özellikle son zamanlar da terör olaylarıyla çalkalanan, moral ve huzur olarak çok yıpranan halkımıza futbol bir kaçış, bir teselli kapısı mı?
Tabi ki sporun, özellikle ülkemizde futbolun sosyal hayatımıza çok büyük etkileri var. Bizim için dört temel erdem olan; sağduyu, ölçülü olma, adalet ve metanetten biri olan, “ölçülü olma” erdemi; bu konuda da bize yol göstermeli. Evet, sevinmeliyiz, coşmalıyız, kutlamalıyız, karşı takım taraftarı arkadaşlara takılabiliriz; ama bunların hepsi ölçülü olmalı. Bir güzelliği yaşarken başka bir güzelliği bozmamalıyız. Hiçbir şeyde aşırıya gitmemeli her şeyi tadında bırakmalıyız. Aramızda kederli ailelerin olduğunu unutmamalıyız. Ama her ne olursa olsun, hayatımızın yaşama gayesi spor, para, makam ya da zevkler olmamalı. Unutmayalım ki Rab hepimizi seviyor. Dünya ve içindeki her şeyi bizim için O yarattı. Bizi onlar için değil, onları bizim için…
Esen Kalın