İnsan Neyle Yaşar - Tolstoy
Sevgili ziyaretçimiz, bu makalemizde Leo Tolstoy’un İnsan Neyle Yaşar isimli romanını Hristiyan bakış açısıyla irdeleyeceğiz. Bizim temel kaynağımız Tanrı sözü olan İncil’dir. Eğer kargo dahil ücretsiz İncil almak isterseniz aşağıdaki linkten formu doldurmanız yeterlidir. Size iyi okumalar diliyoruz.
Ben Tanrı’nın merhametini ve büyüklüğünü gördüm.
İnsan Sevgiyle ve Merhametle Mutlu Oluyor
Fakat bunun kaynağının Tanrı, Mesih ve Kutsal Ruh olduğunu idrak edemiyor.
Bu sebeple insan bunu öğrenmeli. Sevginin ve merhametin insanının özünden değil de, yüce Tanrı Mesih’in esinlenmesiyle insan ruhuna girdiği ve anlam kazandığı bilinmelidir.
Mesih, örnek olan hayatıyla bize ışık tutar, hepimiz O’nun yaşantısını taklit eder, saadeti ve kurtuluşu yalnızca O’nda görürüz. Önde gidenler, benlik duygusundan sıyrılmış, yeniden doğma ve Tanrı’nın gerçek çocukları olma yolunda kendilerini feda etmişlerdir.
Mesih İsa, yeniden doğmamız gerektiğini söylüyor. Fakat bu lüzum, insanda mevcut olan ve uygulanması elde olmayan bir içgüdünün sonucudur. Şimdiki varoluşumuz için, tekrar akli vicdan ile doğmamız gereklidir. İnsana akli vicdan verilmesindeki amaç, bu vicdanda keşfedilen hakiki Tanrı esinlemesidir. Gerçek hayatta ancak buna yönelen ve yönelebilen insan buna layıktır. Hayvani hayat ve günaha teslim olmuş hayatı, var oluştan ibaret saymak tam bir yanılgı ve kendisini bizzat hayattan ve Tanrı’nın buyruğu olan sonsuz yaşamdan mahrum bırakmaktır.
Mesih İsa, yeniden doğmamız gerektiğini söylüyor. Fakat bu lüzum, insanda mevcut olan ve uygulanması elde olmayan bir içgüdünün sonucudur. Şimdiki varoluşumuz için, tekrar akli vicdan ile doğmamız gereklidir. İnsana akli vicdan verilmesindeki amaç, bu vicdanda keşfedilen hakiki Tanrı esinlemesidir. Gerçek hayatta ancak buna yönelen ve yönelebilen insan buna layık sayılabilir. Hayvani hayat ve günaha teslim olmuş hayatı, var oluştan ibaret saymak tam bir yanılgı ve kendisini bizzat hayattan ve Tanrı’nın buyruğu olan sonsuz yaşamdan mahrum bırakmaktır.
”Tanrı’yı bütün kalbinle, bütün canınla ve varlığınla sev” dedi yüce Mesih, ”Bu görevlerinden birincisidir.” Yasa koyucu da Mesih’e dedi ki, ”Öyleyse ikincisi de kendi kardeşlerinizi sevmek olsa gerek.” Mesih, ”İyi keşfettin” dedi ona, ”Sende böyle hareket et. Tanrı’yı ve kardeşlerini seversen, gerçek hayatı kazanmış olursun ve Tanrı’nın yanında yerin olur” ve ekledi Mesih, ”Düşmanlarını da sev. Düşmanlarını sevmekle onu utanca boğarsın ve ekledi gerçek hayat Mesih’in sevgisiyle yaşamaktır.”
Tanrı’ya ulaşmak, mutluluğa ermek isteyen her insan, farkında olmadan Rab Mesih İsa’nın yürüdüğü yola çıkar.
O’nu yürüdüğü yolun önünde görür. Tanrı’yı gerçek manada sevenler ve O’na ulaşmak isteyenler farkında olmadan ve Tanrı’nın çocukları ve Tanrı’nın esinlemesiyle birbirleriyle karşılaşırlar. Tanrı’yı gerçek manada tanımayanlar, O’nun merhametli olduğunu göremeyenler, insanların tüm günahını üzerine alan Mesih İsa’yı görmekten aciz kalan insanlar; kıskanç, kindar, zulüm eden kişilikler olmuşlardır.
İNSAN NEYLE YAŞAR ÖZET:
Tanrı vazifesi olarak yeni doğum yapmış bir annenin ruhunu almaktan dönen melek, insanlığa merhamet için insan suretine büründürülerek dünyaya gönderilir.
Tanrı ona, insanların içinde neyi barındırdığını öğrenip kendisine dönmesini ister.
- İnsanın içinde ne barındırdığını öğren (TANRI)
- İnsana neyin verildiğini öğren (KUTSAL RUH)
- İnsanın neyle yaşadığını öğren (MESİH yani SEVGİ)
Melek bu üç bilgiyi edindiğinde, yani Tanrı’nın insanlara karşı merhametini ve sevgisini kavradığında, Göksel Baba’nın; yani Tanrı’nın yanına döner.
Melek, insanda yaşayan nedir sorusunun cevabını buldum, der. ”İnsanda yaşayanın Rab Mesih aracılığıyla sevgi olduğunu anladım. Tanrı’nın, vadettiği şeyi bana öğretmeye başladığını anladığımda çok sevindim ve ilk kez gülümsedim. Fakat hepsini öğrenmemiştim, insana verilmiş olan nedir ve insan neyle yaşar, daha bunları bilmiyordum. Sizinle oturdum, bir yıl geçti. Bütün bir yıl aşınmayacak bir çizme ısmarlayan adam geldi, yüzüne baktım birden. Arkasındaki adamın ölüm meleği olduğunu gördüm. O meleği benden başkası görmüyordu, güneş batmadan meleğin onun canını alacağını biliyordum. Kendi kendime düşündüm, adam bir yıl için hazırlık görüyor ve akşam olmadan öleceğinden haberi yok.
Tanrı’nın dediği ikinci şeyi de hatırladım, insana verilmiş olan nedir öğren. İnsanda yaşayanın ne olduğunu öğrenmiştim:
Tanrı’ya kavuşmak
Şimdide insana verilmeyenin ne olduğunu öğreniyordum. İnsana kendi ihtiyaçlarını bilmek kudreti verilmemiştir. İkinci defa gülümsedim. Tanrı’nın bana ikinci dersi gösterdiğine seviniyorum. Fakat daha hepsini öğrenmemiştim. İnsan neyle yaşar bunu bilmiyordum. Tanrı’nın üçüncü ve son dersi göstereceği güne kadar yaşadım.
Altıncı sene içinde bir kadın ve ikiz kız çocuğu geldi. Ben kızları tanıdım ve nasıl sağ kaldıklarını işittim. Hikayeyi işitince düşündüm, çocukların hatırı için annesi bana yalvarmıştı. Kadın, annesiz ve babasız yaşayamayacağını söylediği zaman sözüne inandım. Kadın kendisinin olmayan çocuklara karşı merhamet ve sevgi gösterip onlar için ağladığı zaman, ben onda Tanrı’nın büyüklüğünü gördüm.
Tanrı’nın büyüklüğü
İnsan neyle yaşar bunu öğrendim. Öğrendim ki insanlar kendileri için kaygı çekmekle değil, Rab Mesih’in sevgisinin esinlemesiyle yaşar. Bu sevgiye vesile, Rab Mesih’in insan kalbine koyduğu sevgidir. O çocukların ihtiyaçlarının bilgisi annelerine verilmişti. Zengin adamın da kendisinin neye muhtaç olduğu bildirilmiştir. Zengin adamın da kendisinin neye muhtaç olduğu bildirilmemiştir. Bunun gibi, akşam olunca ayaklarına çizme mi yoksa ölüm terliği mi lazım olduğunu bilmek, ona verilmemiştir.
Ben insan olduğum zaman, kendim kaygı çektiğimden değil; yoldan geçen bir adamda sevgi ve merhamet olduğundan kendisi ve karısı bana acıdıkları ve yardım ettikleri için sağ kaldım. Demek insan sevgiyle yaşıyor, Rab İsa Mesih’in yüreğimize koyduğu sevgiyle.
İnsan sevgiyle yaşıyor ve ne zaman öleceğini bilmiyor. Bu nedenle Rab İsa Mesih’in tüm günahkarları Tanrı’yla barıştırmak için, çarmıhını sevgiyle özdeşleştirmek gerekir.