İnançları Araştırmak
Sevgili ziyaretçimiz, bu makalemizde inançları araştırmak konusunu Hristiyan bakış açısıyla irdeleyeceğiz. Bizim temel kaynağımız Tanrı sözü olan İncil’dir. Eğer kargo dahil ücretsiz İncil almak isterseniz aşağıdaki linkten formu doldurmanız yeterlidir. Size iyi okumalar diliyoruz.
İnançları Araştırmak
İsa Mesih’le tanışmadan önce bağlı bulunduğum inanç sistemi, beni belli bir doyuma ulaştırmadığı için değişik inançları araştırmaya başladım. Sonuçta şu anki inancım olan Hristiyanlık dışında birçoğunu inceledikten sonra çıkardığım sonuçlar, beni inançsızlığa sürükledi. Bir tanrı vardı, bu tanrıyı da insan yaratmıştı. “Yani tanrı bendim; diğer insanlardı.” Bu düşünce beynimde ve yüreğimde tamamen kök salıp olgunlaşmaya başladı.
Böbrek hastası olan teyzemin oğlu, daha önce yaşamış olduğum şehir olan Ankara’ya tedavi olmak üzere geldi. Onu fazla tanımıyordum, ama yardım olsun diye kendisiyle birkaç kez hastaneye gittim. Bu sıralarda onun Hristiyan olduğunu öğrendim. Bir süre sonra hasta yeğenimi kendisi istediği için kiliseye götürmeye başladım. Tabi, bu noktada hayatımın akışının değişeceğini bilmiyordum.
Onu kiliseye götürüp getirirken, benim için de kısa süreli bir değişiklik olacaktı. Ben tamamen bu düşüncedeydim. Bir gün birkaç kişi benim kendileri ve Tanrı hakkında ne düşündüğümü sordu. Ben de onlara, onların ne denli kör olduklarını anlatmaya çalıştım. “Bana göre her birimiz bir tanrıyız” dediğimde içlerinden biri, “İnkar ettiğin Tanrı’ya bir gün sen de iman edeceksin” dedi. Bu sözlere aldırış bile etmeden, kendimi yaşamın akışına yeniden bıraktım.
Onları izliyor ve bir açıklama arıyordum. Sonuçta onlarda bulduğum tek şey sevgi oldu. Her şeye rağmen karşılıksız sevgi! İşte bu çok dikkati çekti. Kimsenin kimseden bir çıkarı olamazdı, çünkü hepsi hem maddi hem de manevi yönden birbirine eşitti.
Noel Bayramı ve Hayatımın Değişmesi
Bir gün Doğuş Bayramı, yani Noel nedeniyle düzenlenmiş bir kutlamaya katıldım. O gün ilk defa, nedenini anlayamadığım bir şekilde ayağa kalkıp onlarla birlikte ilahi söylemeye başladım. İçimde sanki bir şeyler çöküyor, parçalanıyordu. Hem hoş bir duygu beni sarmıştı hem de aynı zamanda tuhaf bir boşluk hissediyordum; dolması gereken büyük bir boşluk! Bu durumumu fark edip yanıma gelen ve bugün manevi annem olarak kabullendiğim bayan, kendisiyle konuşabileceğimi söyledi. Ben istemedim, ama o günden sonraki iki hafta tam bir işkence gibi geçti. Çünkü kendimle mücadele ediyordum. “Tanrı yoktur ve olmayan tanrı bunu sana yapamaz” tarzındaki düşünceler beynimi işgal etmişti.
Kilisede her Pazar tövbe çağrısı yapılırdı. Bu çağrılardan birinde, yani ikinci hafta, kendimle mücadelem sona erdi. Bedenim sanki ikiye bölündü, “Evet” diyen yanım daha güçlüydü, ama yine de içimdeki fırtına durmuyordu. Elimi kaldırmak ve, “evet” demek istiyordum. Bir süre sonra her şey bitti! Birbiriyle kenetlenmiş ellerim çözüldü. Yanımdaki kişiyle birlikte dua ettik ve yaşamımı İsa Mesih’e adadım.
O günden sonra yaşantım kökten değişti. Çevreme karşı daha sevgi dolu davranışlar sergilemeye başladım. Tanrı beni değiştirmeye devam ediyor!
Tepki almadım mı? Öncelikle ailem, sonra arkadaşlarım ve diğerleri tepki gösterdiler. Ama Rab bana sabır, onlara da beni anlamaları için anlayış verdi.
Rab’be şükürler olsun.