Batının Ahlaksızlığı ve Hristiyanlık


Sevgili ziyaretçimiz, bu makalemizde batının ahlaksızlığı konusunu Hristiyan bakış açısıyla bahsedeceğiz. Bizim temel kaynağımız Tanrı sözü olan İncil’dir. Eğer kargo dahil ücretsiz İncil almak isterseniz aşağıdaki linkten formu doldurmanız yeterlidir. Size iyi okumalar diliyoruz.

Talep Formu

Batının Ahlaksızlığı Hristiyanlığın Ahlaksızlığı mıdır?

Ülkemizde Avrupa ülkeleri ile Batı’nın ahlaksızlığı oldukça ünlüdür. Evlilik dışı ilişkiler, yozlaşmış aile düzeni, eşcinsellik, kürtaj, ensest ilişkiler, ahlaksız Batılı turistler ve sefahat dolu gece eğlenceleri, çocukları taciz eden papazlar, ahlaksız yaşamlarıyla televizyonlarımıza giren ünlüler, milyarlaca dolarlık porno film endüstrileri, fuhuş çeteleri ve bitmek bilmeyen uzun bir liste… Bu iğrençliklerin hepsi ve daha fazlası, anlı şanlı Batı’da mevcuttur. Buna göre Batı ahlaksızdır, Batı ülkeleri Hristiyan ülkelerdir, öyleyse Hristiyanlık ahlaksızdır.

Maalesef ülkemizde yapılan en büyük hatalardan biri, Avrupa’nın ve Batı ülkelerinin Hristiyan ülkeler olduğunu, İncil’in değerlerine göre yaşadıklarını düşünmektir. Evet, belki Avrupa ülkelerinin kuruluş temelinde Hristiyan değerler olabilir, ancak Batı bugün bütün bu değerlere sırt çevirmiştir. Evet, belki kendilerine göre, kendi işlerine geldiği gibi bir Hristiyanlık uydurmuş olabilirler; ancak bu Hristiyanlığın Kitabı Mukaddes’le ve Rab’bimiz İsa Mesih’in öğrettiği gerçek Hristiyanlıkla uzaktan yakından alakası yoktur.

İncil ve Ahlaksızlık

İncil’e baktığımızda bütün bu iğrençliklerin yasaklandığını görürüz. “Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, yüreğinde o kadınla zina etmiş olur.” (Matta 5:28)

Bırakın zina etmeyi, fiziksel bir temasta bulunmayı; şehvetle baktığında, aklının ucundan şöyle bir geçirdiğinde bile günaha düştün ve Allah’ın kalbini üzdün demektir. “Kadınların da saç örgüleriyle, altınlarla, incilerle ya da pahalı giysilerle değil, sade giyimle, edepli ve ölçülü tutumla, Tanrı yolunda yürüdüklerini ileri süren kadınlara yaraşır biçimde, iyi işlerle süslenmelerini isterim.” (1 Timoteos 2:9-10)

Rab’bimiz İsa Mesih’in öğrettiği Hristiyanlıkta sade giyim vardır, edeplilik ve ölçülü tutum vardır.

İncil’in anlattığı şudur: İnsan günahlıdır ve Tanrı’ya sırt çeviren aslında insandır. “İşte böylece Tanrı onları utanç verici tutkulara teslim etti. Kadınları bile doğal ilişki yerine doğal olmayanı yeğlediler. Aynı şekilde erkekler de kadınla doğal ilişkilerini bırakıp birbirleri için şehvetle yanıp tutuştular. Erkekler erkeklerle utanç verici ilişkilere girdiler ve kendi bedenlerinde sapıklıklarına yaraşan karşılığı aldılar. Tanrı’yı tanımakta yarar görmedikleri için Tanrı onları yararsız düşüncelere, yakışıksız davranışlara teslim etti. Her türlü haksızlık, kötülük, açgözlülük ve kinle doldular. Kıskançlık, öldürme hırsı, çekişme, hile, kötü niyetle doludurlar. Dedikoducu, yerici, Tanrı’dan nefret eden, küstah, kibirli, övüngen, kötülük üreten, anne baba sözü dinlemeyen, anlayışsız, sözünde durmaz, sevgiden yoksun, acımasız insanlardır.” (Romalılar 1:26-31)

İncil bütün bunları yasaklarken hala Batı’nın Hristiyan olduğunu düşünmek mümkün olabilir mi? Bizim bildiğimiz Hristiyanlık bu değerlere dayanır, bunun dışında bir Hristiyanlık sahtedir.

Ne yazık ki, bu tür iğrençliklerin ve ahlaksızlıkların yaşandığı tek yer, sadece Batı ülkeleri değildir. Son günlerde Siirt’te yaşanan cinsel istismarları hepimiz duyduk. İnanç temelinde bir yasa ile yönetilen İran’da ve bazı Ortadoğu ülkelerinde bir tür evlilik dışı ilişki olan Muta evliliği bugün bile yapılmakta. Örnekler arttırılabilir, gazetelerimizin 3. sayfaları bunlara benzer örneklerle doludur, ancak önemli olan şudur: Batıda ne varsa aynısı Doğuda da var; sadece farklı şekillerde. Çünkü asıl sorun ahlak ya da ahlaksızlık değildir, insanın yüreğidir. İnsanın yüreği ziyadesiyle çürüktür çünkü insan doğası günahla lekelenmiştir.

Batı ülkeleri bütün ahlaksızlıkları için bir gün Tanrı’nın önünde hesap verecektir, ancak Tanrı’nın huzurundaki yargı kürsüsüne bütün insanlık çıkacaktır. Bu nedenle insanın yeryüzündeki en büyük amacı, sadece dışarıdan güzel görünen ahlaklı bir insan olmak değil, yüreğindeki günah sorununu çözmektir. Öyle ki bir gün o yargı kürsüsüne çıktığında verecek bir cevabı olabilsin.