Ne Mutlu


Sevgili ziyaretçimiz, bu makalemizde “Ne Mutlu Geleneği” konusunu Hristiyan bakış açısıyla irdeleyeceğiz. Bizim temel kaynağımız Tanrı sözü olan İncil’dir. Eğer kargo dahil ücretsiz İncil almak isterseniz aşağıdaki linkten formu doldurmanız yeterlidir. Size iyi okumalar diliyoruz.

Talep Formu

“Ne Mutlu” Geleneği

1. yüzyılda dünyaya gelen Rabbimiz İsa Mesih, Orta Doğu’daki bir çevre içinde yaşadı. Mesih, hem Allah hem insandı. İbraniler 4:15’te açıklandığı gibi, bizim “Baş kâhinimiz, zayıflıklarımızda bize yakınlık duyamayan biri değildir; tersine, her alanda bizim gibi denenmiş, ama günah işlememiştir.” İsa Mesih böylece normal çocuk gibi büyüyüp gelişmiş (Luka 6:40, 52) ve normal insan gibi yaşamıştır. Kendisiyle birlikte yaşayan insanların yemeklerini yemiş, onların şartları altında yaşamış, aynı sıkıntıları çekip, benzer sevinçleri duymuştur. O yıllarda öğrendiği  yaşama kültürü ve gelenekleri, daha sonra kendi öğretisinde de kullanmıştır.

Mesih’in öğretisini inceleyecek olursak, yaşadığı çevrenin gelenekleriyle göreneklerinin izlerini görürüz. Mesih, kendi öğretisini diğer Yahudi âlimleri gibi öğretmiştir. Bu konuda bir çok örnek verilebilir. Örneğin rabbilerin (öğretmenlerin) açıkladığı, qolvahomer (“küçükten büyüğe”) tefsir kuralını, Rab İsa da kullanmıştır (1). Bundan başka, Lut Denizi tomarlarında bulunan terimler, örneğin “ışık oğulları” ve “ruhta yoksul olanlar” gibi tabirler (2) Mesih’in öğretisinde de geçer. Rab İsa’nın açtığı konular ve vardığı sonuçlar, çoğu zaman farklı -bazen onlara karşı- olsa da, halkın bildiği geleneklerle benzer bir tarzdadır. O yüzden halk, Mesih’in öğretisinde geçen konuları kolayca dinleyip öğrenir, O’nun anlattıklarına hayran kalırdı. Böylece Mesih’in anlattıkları halka tanıdık gelirdi ama bir yandan da bambaşkaydı.

İsa Mesih’in tarzının özelliklerinden biri, çok ünlü “Ne Mutlu” deyimlerini kullanmasıdır. Örneğin, “Ne mutlu ruhta yoksul olanlara! Çünkü Göklerin Egemenliği onlarındır.” (Matta 5:3). Eski Ahit, Deuterokanonik kitapları, Lut Denizi tomarları ve Yeni Ahit’e baktığımızda, “Ne mutlu” geleneğinin, ilk peygamberlerinden ta İsa Mesih’e kadar kullanılmış bir gelenek olduğunu fark ederiz. İsa Mesih, bu geleneği yalnızca kullanmamış, onu geliştirmiştir.

Tipik “Ne Mutlu” Deyiminin Biçimi ve İlk Kullanımı

“Ne Mutlu” deyiminin esas özelliği, İbranice aşerey kelimesiyle başlamasıdır. Aşerey kelimesinin kökü, ‘mutlu’ anlamına gelen aşer sözcüğüdür (3). Bu sözcük, 1665 yılında yapılan ilk Türkçe çeviride, ‘ne mutlu’ olarak çevrilmiştir. Sonradan gelen neredeyse bütün Türkçe çevirilerin hepsi de onu örnek almıştır (4). Tipik “Ne Mutlu” deyimi, Mezmur 1:1’de bulunur: İbranice’deki, [aşerey] + [ha’-‘iş] + [aşer] + [açıklama] cümlesi, Türkçe’de yani ‘ne mutlu + o adama+ ki + [açıklama]’ şeklinde çevrilmiştir. İbranicesinde, aşer ve sesleri tekrarlanıp çok güzel ses uyumu yapılmıştır: aşerey ha-iş aşer. Tipik formülü şudur: [aşerey] + [kişi] + [relatif zamiri] + [açıklama]. Aşağıda, bu formülün değişik biçimlerini göreceğiz. Mesela, [açıklama] parçada bir ortaç (5) varsa, [kişi] + [relatif zamiri] parçaları gerekmez. Olmayan parçalar, sıfır işaretiyle, Ø, gösterilecek.

Eski Ahit, “Ne Mutlu” deyimleriyle doludur. İlk örneği, Musa Peygamber’in 5. kitabı olan Yasa’nın Tekrarı 32:29’da bulunur. Musa’nın veda konuşması, bir şiirdi. Son kıta şöyle başlıyor: “Ne mutlu sana İsrail!” Bu ilk “Ne Mutlu” deyimi tipik değil, çünkü “İsrail” kelimesinden sonra yeni bir cümle başlıyor. Açıklama parçası yoktur. Fakat yine de “Ne Mutlu” geleneğinin, Musa Peygamber’le başladığını söyleyebiliriz.

Ne Mutlu Deyiminin Çoğalması ve Ün Kazanması

Yeni Ahit’i (M.S. 1. Yüzyıl) ve Lut Denizi tomarlarını (M.Ö 1.-3. yüzyıllar) araştırdığımızda, Eski Ahit’in en çok okunan kitaplarının, Musa’nın 5 kitabı (Tevrat), Mezmurlar ve Yeşaya Peygamber olduğunu görürüz. Yeni Ahit’in, Eski Ahit’ten alıntılarının çoğu, Mezmurlar, Yeşaya ve Yasa’nın Tekrarı’ndandır. Lut Denizi tomarlarında da aynı durumu görürüz. Ester bölümü hariç, Eski Ahit’in bütün kitapları Lut Denizi tomarlarında da geçer (230 metinler(6)). En çok görülen parçalar, Mezmurlar (41 tomar), Yasa’nın Tekrarı (33) ve Yeşaya’dır (21). Sonuçta, Rab İsa’nın zamanında ve evvelki iki-üç yüzyıl önce, Eski Ahit’in en çok kopyalanan ve o yüzden en çok okunan kitapları, Tevrat -özellikle Yasa’nın Tekrarı- Mezmurlar ve Yeşaya’ydı. Bu yolla, İsa Mesih’in zamanında yaşayan bütün imanlılar -hem âlimler hem de halk- bu kitaplardaki bilgiye sahip olmuşlardır. “Ne Mutlu” deyimlerinin ise birçok Eski Ahit ve Deuterokanonik kitaplarda geçtiğini görürüz. Bunları sırasıyla sayarsak: Yasa’nın Tekrarı, 1. Krallar, Eyüp, Mezmurlar, Süleyman’ın Özdeyişleri, Vaiz, Yeşaya, Daniel, Sirak ve Baruk (7). Gördüğümüz gibi, Musa Peygamber’den sonra “Ne Mutlu” geleneği, Kutsal Yazılarda yaygın ve özellikle en çok okunan üç kitapta mevcuttur. O yüzden İsa Mesih’in zamanında, İsrail halkında “Ne Mutlu” deyimlerini duymayan yoktu (8).

Tamam, “Ne Mutlu” deyimi bilinen bir gelenekti.

Ama sevilen ve meşhur bir gelenek miydi? Şimdi tipik örneği olan Mezmur 1:1’i okuyalım: “[aşereyNe mutlu [kişi] o insana [relatif zamiri] ki [açıklama] kötülerin öğüdüyle yürümez, günahkârların yolunda durmaz, alaycıların arasında oturmaz” (2008 Kutsal Kitap: Yeni Çeviri). Bunda tipik formülü görüyoruz; her dört parçası da mevcut. Açıklaması üç cümleli ve her biri de negatiftir; “ne mutlu şunu, şunu ve şunu yapmayana.” Aşağıda, daha kısa ve pozitif (ne mutlu yapana) açıklamalı “Ne Mutlu” deyimlerini göreceğiz. Ancak bu ünlü deyimin en önemli özelliği, formülü değil, bulunduğu yeridir. Bu deyim, İbranilerin -ve artık Hristiyanların- en önemli dua ve ilahi kitabının açılışıdır. Ünlü, çok okunan bir ayette bulunur.

Mezmur 2’de bir daha “Ne Mutlu” deyimini görürüz. Fakat bu deyim, mezmuru açmayıp bitiriyor: “[aşerayNe mutlu [kişi] herkese [relatif zamiri]Ø [açıklama] O’na sığınanlara!” (2:12). Formülü de biraz farklı. [Kişi] parçası için ha’-‘iş, yani ‘insan’ değil, kol ‘, yani ‘hepsi, herkes’ kullanılmıştır ve [relatif zamiri] yoktur. [Açıklama] parçası da çok kısa. Ama Mezmur 1:1 gibi, önemli bir pozisyon alıp Mezmur 2’yi bitirir. Ancak Mezmur 2:12, yalnız bir mezmurun sonu değildir. Çünkü Mezmur 1 ve 2, bütün Mezmurlar bölümünün önsüzü olarak sayılır. Böylece “Ne Mutlu” geleneği, dünyanın en çok okunan dua ve ilahi kitabının önsözünü hem açar hem de tatlıya bağlar. 

Şimdi Mezmurlar Bölümüne Daha Derin Bakalım

Diğer Kutsal Kitap bölümleriyle kıyasladığımızda, Mezmurların bir koleksiyon olduğunu görürüz. İçindeki ilahiler, farklı dönem ve yerlerden toplanıp sıralanarak kitap haline getirilmişlerdir. Mesela, Mezmur 90’ın Musa’dan, 72 ve 127’nin Süleyman’dan, diğerlerinin birçoğunun Davut’tan ve Korahoğullarından vb. yazıldığını bilmekteyiz. Bunların bazılarının yazarı belirtilmemiştir. Hatta birçoğunun, nerede ve tam olarak ne zaman yazıldığı da bilinmemektedir. Her mezmur, mecburen kopyalanıp iletilmiş, sonra farklı yerlerden toplanıp koleksiyon haline getirilmiştir. 

Koleksiyonun sırasını incelediğimizde, çok sistemli bir şekilde yapıldığı belli olur. Mesela bütün koleksiyon, 150 mezmur, beş kitaba (gruba) bölünmüştür: 1. Kitap 1-41. mezmurları kapsıyor, 2. Kitap 42-72, 3. Kitap 73-89, 4. Kitap 90-106 ve 5. Kitap 107-150. Koleksiyon yapan büyük ihtimalle Ezra Peygamber’dir. Her kitabın (grubun) başlangıcı ve sonu için özel bir ilahi seçmiş ve seçtiğinde “Ne Mutlu” deyimlerine mutlaka yer veriyordu. Zaten daha önce, Mezmur 1 ile 2’nin “Ne Mutlu” deyimleriyle başlayıp bittiğini görmüştük. Üstelik 1. Kitap’ın son mezmuru da “Ne Mutlu” deyimiyle başlamaktadır (41:1). 3. ve 4. Kitapların (grupların) son mezmurlarında da “Ne Mutlu” deyimleri geçmektedir (89:15; 106:3). Ayrıca, mezmurların bazıları akrostiş şeklinde yazılmıştır. “Ne Mutlu” deyimlerin ilk harfi alef olduğu için, iki akrostiş mezmurları onlarla başlar (112 ve 119. Mezmur).

Şimdi Tekrar “Ne Mutlu” Deyiminin Formülüne Dönelim

Deyimlerin çeşit çeşit şekillerini kıyaslayınca, geleneğin bayağı esnek olduğuna fark ediyoruz. Daha önce Mezmur 1:1’de, açıklama parçasının uzayabildiğini görmüştük. Bunun dışında, deyim, yalnız bir kişi hakkında değil, bir grup insan hakkında da yazılmış olabilir. Mesela Mezmur 33:12 şöyle yazılmıştır: “[aşeray] Ne mutlu [kişi] o millete [relatif zamiri] ki [açıklama] Allahı RAB’dır, [kişi] o kavme [relatif zamiri]Ø (9) [açıklama] onu miras olarak kendine seçmiştir” (bkz. 1941 Kitabı Mukaddes). Buradaki [kişi] parçası, deyimin gruba yönelik olduğunu ve bir [aşeray] + iki takım [kişi] + [relatif zamiri] + [açıklama] parçalarını yönettiğini görürüz.

“Ne Mutlu” deyimlerinin bütün değişikliklerini açıklamaya çalışsak, bu makale sayfalarca devam eder. Fakat çok uzatmadan, Lut Denizi tomarları ve İsa Mesih’le ilgili bağlantı kurmak istediğimiz için, iki not daha eklemeliyiz. Birincisi, şimdiye kadar “Peygamberlerin Prensi” olarak adlandırılan Yeşaya Peygamber ve birçok mezmur yazan Davut Peygamber tarafından yazılmış bir mezmuru incelemedik. Oysa bu deyimi onların kullanması, kesinlikle geleneğin ünlenmesinin sebebi oldu. Yeşaya Peygamber (56:2), “Ne Mutlu” geleneğini üç kere kullanmıştır. Hepsi de kendisinin bulunduğu paragraf veya kıtanın sonudur. Bunların üçüncüsü, geleneğin esnekliğini iyice gösteriyor: “[aşeray] Ne mutlu [kişi] insana [relatif zamiri]Ø [açıklama] bunu yapan (10), [kişi] insanoğluna [relatif zamiri]Ø [açıklama] buna sımsıkı sarılan, Şabat Günü’nü tutan, bayağılaştırmayan, her türlü kötülükten sakınana” (Kutsal Kitap: Yeni Çeviri). Bu deyim evvelki ayete dayanıp güçlendirir. Ayrıca, iki farklı ama aynı anlamına gelen [kişi] parçaları ve uzun bir [açıklama] parça vardır.

Davut Peygamber de “Ne Mutlu” geleneğini çok kullanmış, hatta geliştirmiştir. Mezmur 32:1-2’de Davut, deyimleri hiç kısaltmadan iki tanesini arka arkaya sıralamıştır. Bu noktada, İsa Mesih’in de sıralanmış “Ne Mutlu” deyimleriyle öğretisini ilettiğini hatırlayalım. Mesih’in geleneği bu şekilde geliştirmesinin kaynağı Davut’tur. Çünkü bildiğimiz kadarıyla, en eski arka arkaya sıralanmış “Ne Mutlu” deyimleri Davut’undur. Örneğin (Mezmur 32:1-2): “[aşerayNe mutlu [kişi]Ø [relatif zamiri]Ø [açıklama] isyan bağışlanmıştır, günahı örtülmüştür. [aşereyNe mutlu [kişi] o adama [relatif zamiri]Ø [açıklama] RAB ona günah saymaz ve ruhunda hile bulunmaz.’’ (11) Bunların çoğu Davut tarafından, bir kısmı da onun zamanından sonra yazılmıştır. (12)

Sonuçta, “Ne Mutlu” geleneği, ilk olarak en büyük peygamber olan Musa tarafından yazılmış, sonra mezmurları en çok yazan Davut ile peygamberlerin prensi olan Yeşaya, geleneği alıp geliştirmişlerdir. Mezmurları koleksiyon yapanlar, geleneğin önemini bilerek sıralanması için kullanmışlardır. Böylece bütün Yahudilerin ve sonra gelen Hristiyanların sevdiği bir geleneğin olması için, her şey hazırlanmıştır. 

Kumran’da Kullanılması İle İsa Mesih’in Mükemmelleştirmesi

1940-1950 yıllarında, Kumran mağaralarında dünyayı şaşırtan bir tomar hazine bulunmuştur. Bu Lut Denizi tomarları (M. Ö. 1.-3. yüzyıllar), İsa Mesih ile ilk Hristiyanların hayatlarından hemen önceki 3 yüzyıl hakkında yığınla bilgi içermektedir. Her parşömenden yeni bilgi çıktı. 11 mağarada, birçok tomar bulunmuştur. Fakat 4. mağarada binlerce parşömen -fakat neredeyse hepsi parçalanmıştı- bulundu. O mağaradan 50 tane küçücük parşömen parçasının aynı parşömenden olduğu keşfedilmiş ve birleştirilmiştir. Böylece, 4Q525 “Beatitudes Tomarı” okunabilecek haline kavuşmuştur. Beatitudes, İsa Mesih’in öğrettiği “Ne Mutlu” deyimlerinin İngilizce ismidir (13). Kumran’da yaşayan bir yazar, bu tomarda Davut Peygamber’in izinden gidip geleneğini daha çok geliştirerek, 5 tane arka arkaya gelen “Ne Mutlu” deyimleriyle başlatır. Bunların, M.Ö. 1. Yüzyıl’ın ikinci yarısında yazılmış olduğu sanılmaktadır (14), İsa Mesih’in Dağdaki Vaazı’nın vermesinden yalnız 50-80 yıl önce! Şöyle yazılmıştır (15):

[aşereyNe mutlu… [açıklama]…(16) pak bir yürekle ve diliyle iftira etmeyene.

[aşerey] Ne mutlu [kişi]Ø[relatif zamiri]Ø [açıklama]O’nun (Hikmet’in) kurallarını tutanlar ve fesat yolları tutmayanlara.

[aşereyNe mutlu [kişi]Ø [relatif zamiri]Ø [açıklama] O’na sevinenler ve aptalların yollarına atlamayanlara.

[aşereyNe mutlu [kişi]Ø [relatif zamiri]Ø [açıklama] pak elleriyle O’nu arayanlar ve hainlik eden bir yürekle O’nu aramayana.

[aşerey] Ne mutlu [kişi] o adama [relatif zamiri] ki [açıklama] Hikmet’i bulan ve Yüce Olan’ın Yasası’nda yürüyene.”

Bu yazıyı başlatan beş tane arka arkaya “Ne Mutlu” deyimleri, ilginç bir formülle yazılmıştır. Mezmur 1:1 gibi, ilk ve son deyimlerin [kişi] parçaları tekil haldedir ama 2-4. deyimlerinin kişileri çoğuldur (17). Her deyimin uzunluğu diğerlerine benzer. Bu bakımdan, çok ustaca ve güzel bir biçimde oluşturulmuştur. Bu kullanım, geleneğin o zamana kadar yazılmış ve bize ulaşmış en gelişmiş versiyonudur. (18) Aynı zamanda, İsa Mesih’in zamanına yakın “Ne Mutlu” geleneğini geliştiren yazarlar olduğunun da kanıtıdır. 

Sonunda, İsa Mesih’in Öğretisine Gelelim

Matta 5:3-10 ile Luka 6:20-23 ayetlerinde, Mesih’in de “Ne Mutlu” geleneğini kullandığını ve yine geliştirdiğini görüyoruz. Büyük ihtimalle Rab İsa, bu geleneği yalnız bir-iki kez değil, tekrar tekrar söylemiştir. Halkın bunları sevdiğinden de eminiz. Aynı zamanda, Mesih’in geleneği nasıl öğrendiğini biliyoruz. Mesihimiz bunları, bizim gibi, etrafındaki insanlardan, gelenek olarak öğrenmiştir. Büyük ihtimalle Baş kâhinimiz, bizim gibi araştırma yaparak ve pratik ederek gitgide bu gelenek kullanımını geliştirmiştir.

Şimdi, yazımızı sonlandırarak tatlıya bağlayalım. İncil, dinleyen halkın İsa Mesih’in öğretisine hayran kaldığını ve şaştığını bize tekrar tekrar bildirir. Çünkü Mesih, onların tarzını kullandıysa da “tanıdıkları din âlimleri gibi değil, yetkili biri gibi öğretiyordu” (Matta 7:9, Halk Dilinde Kutsal Kitap). Onun öğretisi hakkında pek çok şey daha yazılabilir ama bu araştırmadan şunu görüyoruz: İsa Mesih, Musa Peygamber’in icat ettiği, Davut Peygamber ve Yeşaya Peygamber’in geliştirip ünlendirdiği, Mezmur koleksiyonu yapanların önem verdiği, kendi zamanında hâlâ geliştirilen “Ne Mutlu” geleneğini yeni bir seviyeye geliştirip öğretisinde kullandı. Mesih’i dinleyen halk ile talebeleri ise, bunları hiç unutmadılar, hata dünyaya yaydılar. Yine yayılsın, duymayan kalmasın! Çünkü ne mutlu insana ki, Mesih’inden öğrenir. İsa Mesih şöyle dedi (Matta 5:3-10, 2008 Kutsal Kitap: Yeni Çeviri):

Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara!

Çünkü onlar doyurulacaklar.

Ne mutlu merhametli olanlara!

Çünkü onlar merhamet bulacaklar.

Ne mutlu yüreği temiz olanlara!

Çünkü onlar Tanrı’yı görecekler.

Ne mutlu barışı sağlayanlara!

Çünkü onlara Tanrı oğulları denecek.

Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere!

Çünkü Göklerin Egemenliği onlarındır.

Esen Kalın

______________________________________

(1) Qolvahomer, Mishnah’ta bahsedilen rabbilerin, middot diye adlanan tefsir kurallarından biridir (T. San 7.11). İsa Mesih, bu tefsir kuralını sıkça kullanmıştır. Mesela, “Bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır otunu böyle giydiren Tanrı’nın, sizi de giydireceği çok daha kesin değil mi?” (Matta 6:30). Yani, eğer [qol] Tanrı önemli olmayanlara yardım ediyorsa, [homer] önemli olanlara yardım edeceği çok daha kesindir.

(2) “Işık oğulları”: Luka 16:8 ve 1QM 1:1; “ruhta yoksul olanlar” Matta 5:3 v 1QM 14:7.

(3) “Yakup Peygamber’in oğullarının birine Aşer ismi verilmiştir. Çünkü annesi Lea, “Mutluyum!” demiştir. (Yar. 30:13). 

(4) Bkz. Mezmur 1:1. “Ne mutlu” ile çeviren Türkçe çeviriler: Osmanlıca 1665, 1827 ve 1852, 1941 Kitabı Mukaddes ve 2001 Yeni Çeviri. Osmanlıca 1868 ve 1886 çevirileri, farklı ifadeleri kullanırlar (www.OsmanlicaKelam.net ve www.incil.info)

(5) Ortaç:  ‘Yapan’ gibi -an ekiyle biten veya ‘Katip’ gibi Arapçadan alınan sıfat yerine gelen kelimeler. 

(6) Steven Keith Woodard Jr. İsa Mesih’in Zamanında Altın Kural. Miras Dergisi 29, Aralık 2018. 49. sayfa.

(7) Bkz: Yasa’nın Tekrarı 33:29; 1. Krallar 10:8 (2 kere, 2 Tarihler 9:7’de paraleli var); Eyup 5:17; Mezmurlar 1:1; 2:12; 32:1, 2; 33:12; 34:8; 40:4; 41:1; 65:4; 84:4, 5, 13; 89:15; 94:12; 106:3; 112:1; 119:1, 2; 127:5; 128:1, 2; 137:8, 9; 144:15 (2 kere); 146:5; Süleman’ın Özdeyişleri 3:13; 8:32, 34; 14:21; 16:20; 20:7; 28:14; 29:18; Vaiz 10:17; Yeşaya 30:18; 32:20; 56:2; Daniel 12:12; Sirak 14:1, 2, 20; 25:8, 9; 28:19; 48:11; 50:28 (ayetler Türkçe Kutsal Kitap çevirilerine göre listelenmiştir). Tobit 13:14 ve Baruk 4:4’te benzer bir formül de var.

(8) İsa Mesih’in zamanında, Kutsal Yazılar tomarlarda yazılırdı. Kitap (kodeks) daha icat edilmemişti. Yani bir bütün olarak bulunmazdı. Bütün Eski Ahit için bir takım tomar lazımdı. Üstelik tomar, pahalı ve zamanla eskiyip yenisiyle değişmesi gereken maddedir. Kutsal Yazı tomarı, yalnız mabette, havralarda ve zengin evlerinde bulunabilirdi. Sadece mabet ve zengin havralar bütün Eski Ahit’in sahibi olurdu. Yoksul mahallelerin havraların tomar depolarında (İbranicesi geniza) sadece en çok okunacak bölümler bulunurdu.

(9) İbranice metinde ‘ki’ relatif zamiri yok.

(10) “Bunu yapan” demek “Adil ve doğru olanı koruyup yerine getirmek” (Yeşaya 56:1).

(11) Diğer iki tane arka arkaya sıralanmış “Ne Mutlu” deyimlerini içeren ayetler şunlardır: 1Kr. 10:8; 2Ta. 9:7; Mez. 32:1-2; 84:4-5; 119:1-2; 137:8-9; 144:15; Sir. 14:1-2; 25:8-9. Mez. 128:1-2 ve Sül. 8:32, 34 ayetlerinde benzer bir formül vardır.

(12) Mezmur 119’un kesin bir tarihi yok ama büyük ihtimalle Süleyman’ın zamanından veya ondan sonra yazılmıştır.

(13)  İngilizce olan Beatitudes ismi, Latince Vulgata çevirisine dayanıyor. Onda her “Ne Mutlu” deyimi, “Beati” ile başlıyor. 

(14) Vermes, Geza. 2011.The Complete Dead Sea Scrolls in English: Revised Edition. Penguin Classics: London, s. 455.

(15) Türkçe çeviri benim tarafımdan yapılmıştır.

(16) Ne mutlu” ile “pak” arasında bir boşluk var, oradaki kelimeleri gösteren bir parça bulunmamıştır.

(17) Bunun gibi, ilk ile son, 2. ile sondan bir önceki, 3. ile sondan iki önceki vb. paralel sistemlere kiasm (chiasm) denir.

(18) Bu yazının anlamı, özellikle Süleyman’ın Özdeyişleri 8. bölüme dayanıyor. Süleyman, o bölümü “Hikmet” birinci şahısta konuşuyor gibi yazdı. “Hikmet” dünyadan daha önce olduğunu söylüyor diye bir sürü Yahudi ve Hristiyan yazar ondan ilham almıştır. Üstelik, iki defa “Ne Mutlu” deyimini kullanmıştır (8:32, 34). 

Kaynakça: Miras Dergisi

Yazar: Steven Keith Woodard Jr.