Hristiyanlık ve Savaş


Sevgili ziyaretçimiz, bu makalemizde “Hristiyanlıkta Savaş” kavramını Hristiyan bakış açısıyla irdeleyeceğiz. Bizim temel kaynağımız Tanrı sözü olan İncil’dir. Eğer kargo dahil ücretsiz İncil almak isterseniz aşağıdaki linkten formu doldurmanız yeterlidir. Size iyi okumalar diliyoruz.

Talep Formu

Hristiyanlık ve Savaş

Hristiyanlığın barışçı bir din olmadığını kanıtlamak için kullanılan tek, “malzeme” Haçlı Seferleri’dir. Hristiyanlar tarafından yapılan her şeyin Hristiyanlığa uygun olduğunu düşünmek doğru değildir. Haçlı Seferlerinin de Hristiyanlar tarafından yapılması, Hristiyanlığın böyle bir eyleme izin verdiğini kanıtlamaz. İncil’i okuduğumuzda yalnızca sevgi görürüz. Hristiyanlıkta şiddete yer yoktur. Hatta İncil’de şöyle yazar:

“Tanrı sevgidir. Sevgi de yaşayan, Tanrı’da yaşar, Tanrı da onda yaşar” İncil 1.Yuhanna 4:16

Kılıç kullanmayı yasaklayan tek din Hristiyanlıktır. İnanç uğruna savaşmak, Hristiyan’ın ve Hristiyanlığın ruhuna aykırıdır. Hiçbir gerçek Hristiyan’ın, ne Haçlı Seferlerini ne de diğer din savaşlarını savunması mümkün değildir. Çünkü bunlar, İncil’e aykırıdır. Bir Hristiyan’ın görevleri arasında savaşmak değil, savaşları durdurmak; yani barışı sağlamak vardır:

Hristiyanlık ve Savaş
İsa Mesih kendisini tutuklamaya gelen askerlerden birinin kulağını kesen Petrus'u azarlamıştır.

İncil’de Savaş

Ne mutlu barışı sağlayanlara! Onlara Tanrı oğulları denecek.” (Matta 5:9) İsa Mesih, düşmanlarımızı bile sevmemizi istememiş miydi?

Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenlere iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin… insanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, sizde onlara öyle davranın. Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkarlar bile kendilerini sevenleri severler. Size iyilik yapanlara iyilik yaparsanız, bu size ne övgü kazandırır? Günahkarlar bile öyle yaparlar….” (Luka 6:27-34)

İncil ‘deki sevgi, düşmanı bile sevebilen coşkun bir sevgidir. Böylesine coşkun sevgiye sahip bir inancın, “savaş suçlusu” sayılması ve bu inancın simgesi durumunda olan, “Haçın” bazı savaş adlarının ilk kısmını oluşturması, tamamen şeytansal bir planın sonucudur. İncil der ki, “Sevginiz iki yüzlü olmasın. Kötülükten tiksinin, iyiliğe bağlanın. Birbirinizi kardeşlik sevgisiyle, şefkatle sevin. Birbirinize saygı göstermekte yarışın. Size zulmedenler için iyilik dileyin. İyilik dileyin, lanet etmeyin. Sevinenlerle sevinin, ağlayanlarla ağlayın. Herkesin gözünde iyi olanı yapmaya dikkat edin. Mümkünse, elinizden geldiğince herkesle barış içinde yaşayın. Sevgili kardeşler, kimseden öç almayın; bunu Tanrı’nın gazabına bırakın. Çünkü şöyle yazılmıştır: “Rab diyor ki, ‘Öç benimdir, ben karşılık vereceğim.’ ” Ama, ‘Düşmanın acıkmışsa doyur, susamışsa su ver. Bunu yapmakla onu utanca boğarsın.’ Kötülüğe yenilme, kötülüğü iyilikle yen. (Romalılar 12:9-21)

Bu ayetleri yaşamakla yükümlü olan bir Hristiyan’ın, bırakın savaş yapmayı, insanları incitmekten bile sakınması lazımdır. Bazı kişiler, “Bu ayetler çok güzel ama uygulanabilir mi?” diye sorabilirler. İncil bize, yaşanamayacak bir hayatı sunmuyor, tersine İsa Mesih ve bütün gerçek izleyicileri tarafından yaşanmış bir hayattan söz ediyor. Gerçek Hristiyanlar, bu hayatı yaşadılar, yaşıyorlar ve yaşayacaklardır.

İsa Mesih suçsuz yere öldürüldü, haç üzerinde asılı iken şunları söylüyordu, “Baba, onları bağışla; çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar.” (Luka 23:34) İsa’nın ilk izleyicilerinden olan İstefanos, Yahudiler tarafından taşlanıyor, hiç karşılık vermiyor ve onun da son sözleri şöyle oluyordu, ”Ya Rab, bu günahı onlara yükleme!” (Elçilerin İşleri 7:60( 

Yanlış Anlaşılan Ayetler

İncil’in okuyan herkes İsa Mesih’in şiddet yanlısı olmadığını rahatlıkla anlayabilir. Fakat bazı yazarlar, İncil’de yer alan bazı ayetleri anlamazlıktan gelerek Hristiyanlığın barışçı bir inanç olmadığını ileri sürmektedirler.

Şimdi yanlış anlaşılan bu ayetleri beraber inceleyelim ve Hristiyanlığın barışçı bir inanç olup olmadığına beraber karar verelim.

“Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Ben barış değil kılıç getirmeye geldim. Çünkü ben oğulla babasının, kızla annesinin, gelinle kaynanasının arasına ayrılık koymaya geldim. İnsanın düşmanları, kendi ev halkı olacaktır.” (Matta 10:34-36)

“Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size hayır diyorum, ben ayrılık getirmeye geldim. Bundan sonra bir evde beş kişi olacak, üçü ikiye, ikisi üçe karşı ayrılacaklar. Baba oğluna karşı, oğul babasına karşı, anne kızına karşı, kız annesine karşı, kaynana gelinine karşı, gelin kaynanasına karşı olacaktır.” (Luka 12:51-53)

Bu ayetlerde anlatılmak istenen nedir? İsa Mesih , yine bir yerde şunları söylüyor, “Benim adımdan ötürü herkes sizden nefret edecek.” (Matta 10:22).

İsa Mesih bu ayetlerde, kendisine inanacak kişilerin çekeceklerinden sıkıntılardan söz etmektedir. İsa Mesih’in bu sözleri hemen, Hristiyanlığın daha ilk yıllarında gerçekleşmeye başladı. O’nun 12 öğrencisinden, sadece biri (Yuhanna) doğal bir ölümle öldü. Diğerleri çeşitli şekillerde idam edilerek öldürüldüler. İlk Hristiyanlardan birçok kişi aç aslanlara atıldı, diri diri ateşe atıldı, çarmıha asıldı ve daha birçok şekillerde şehit edildi. Ama bütün bunların ortak bir özelliği vardı: Kendilerine kötülük edenlere karşı kötülük düşünmediler. Çünkü Efendilerinin şu sözünü unutmuş değillerdi:

“Fakat ey dinleyenler, size diyorum: Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik edin, size lanet edenlere iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin…” (Luka, 6:27-28)

Evet, Hristiyanların inancı, kendilerini her sıkıntıda ayakta tutabilecek güçtedir. Hristiyanlık tarihi aç aslanlara doğru giderken, ilahiler okuyan cesur Hristiyanlarla doludur.

İsa Mesih ve Savaş

Ülkemizde Hristiyanlığı seçtiği için, ya Hristiyanlığı ya da ailesini terk etmek zorunda bırakılan; oğullarla, kızlarla, gelinlerle, kocalarla ve kaynanalarla doludur. Yani Hristiyanlığı seçen bir kişiye ilk önce ailesi düşman oluyor. Bu durum Yahudilerde ve putperestlerde de öyleydi. İşte İsa Mesih bu gerçeği vurgulamak istemiştir. İsa Mesih’in şiddet kullanılmasına her zaman karşı çıktığına dair İncil’den iki örnek verelim.

”İsa kendi önünden haberciler gönderdi. Bunlar, kendisi için hazırlık yapmak üzere gidip Samiriye’lilere ait bir köye girdiler. Ama Samiriye’liler Kudüs’e gitmekte olan İsa’yı kabul etmediler. Öğrencilerden Yakup‘la Yuhanna bunu görünce,Rab, bunları yok etmek için bir buyrukla gökten ateş yağdırmamızı ister misin?’ dediler. Ama İsa dönüp onları azarladı. Sonra başka bir köye gittiler.” (Luka 9:52-56)

İsa Mesih’in çarmıha gerilmek üzere tutuklandığında meydana gelen olay ve İsa Mesih’in bu olaya yaklaşımı çok açıktır.

“İsa’yı yakalayıp tutukladılar. İsa’yla birlikte olanlardan biri ani bir hareketle kılıcını çekti, başkahinin kölesine vurup kulağını uçurdu. O zaman İsa ona, ‘Kılıcını yerine koy!’ dedi. ‘Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek. Yoksa Babamdan yardım isteyemez miyim sanıyorsun? İstesem, hemen şu an bana on iki tümenden fazla melek gönderir. Ama böyle olması gerektiğini bildiren Kutsal Yazılar o zaman nasıl yerine gelirdi?” (Matta 26:50-54)

Eğer İncil’in Luka 22:51 ayetlerine bakarsanız, İsa Mesih’in o kişinin kulağını iyileştirdiğini görürsünüz. Hristiyanlığın tek kaynağı olan İncil’de yer alan, sevgi ve barışçılık üzerine birkaç ayet daha: “Ama gökten gelen bilgelik her şeyden önce paktır, sonra barışçıl, yumuşak ve uysaldır. Merhamet ve iyi meyvelerle – özelliklerle- doludur.” (Yakup, 3:17)

Kötülüğe kötülükle, sövgüye sövgüyle değil, tersine kutsanmayla karşılık verin.” (1. Petrus 3:9)

“Eğer bir kimse, ‘Tanrı’yı seviyorum’ der ve kardeşinden nefret ederse, yalancıdır. Çünkü görmüş olduğu kardeşini sevmeyen, görmemiş olduğu Tanrı’yı sevemez. ‘Tanrı’yı seven, kardeşini de sevsin’ diyen buyruğu biz İsa Mesih’ten aldık” (1.Yuhanna 4:20-21)

“Kardeşinden nefret eden karanlıktadır, karanlıkta yürür ve nereye gittiğini bilmez. Çünkü karanlık, onun gözlerini kör etmiştir.” (1.Yuhanna 2:11)

“Sakın kimse kötülüğe karşı karşılık vermesin. Birbiriniz ve tüm insanlar için her zaman iyiliği amaçlayın.” (1. Selanikliler 5:15)

Bu ayetlerden de kolayca anlaşılabileceği gibi, hiçbir savaşı Hristiyanlığa mal etmek mümkün değildir.

Esen Kalın