Kutsal Kitap Neden Hikayelerle Doludur?
Kutsal Kitap Neden Hikayelerle Doludur?
Kitabı Mukaddes’e yönelik eleştirilerden biri de öykülerle dolu olmasıyla ilgilidir, “Öyküler nasıl Tanrı’nın Sözü olabilir ki?”.
Öncelikle Tevrat’ı, Zebur’u ve İncil’i hiç okumamış okuyucularımız için bu yanlış algıyı düzeltmemiz gerekiyor. Kutsal Kitap’ta öyküler vardır, İsa Mesih pek çok benzetme ve öykü anlatmıştır; ancak Kutsal Kitap öykülerden ibaret değildir. Kutsal Kitap’ın yazın türleri arasında yasa (hukuk), şiir, peygamberlik (geleceği bildirme), mektuplar ve gerçekleşmiş olayların anlatısı da vardır.
Kutsal Kitap Tanrı’nın, “Sözü”dür ve Tanrı tek bir yolla konuşmaz. Bu nedenle Sözü’nü insanlığa nasıl ileteceğini, hangi yolları kullanması gerektiğini öğretmeye kalkmamalıyız.
Peki Tanrı neden söyleyeceklerini doğrudan iletmemiş, farklı yolları kullanmıştır? Öncelikle elbette insan anlasın diye. Bu, Tanrı’nın doğasının bir yansımasıdır. Tanrı hem Sözü’nü her insanın çok iyi anlamasını ister hem de O’nun kalıplardan uzak ne denli zengin ve, ‘Yaratıcı’ olduğunu gösterir. Tanrı’nın tek bir konuşma yolu yoktur.
Bütün vaazlar, bütün konuşmalar unutulabilir; ama öyküler ve olaylar asla unutulmaz, akılda kalır. Basit bir örnek vermek gerekirse, bugün televizyonlarımızda kaç adet dizi var, kaç adet diğer programlardan var? Peki ertesi sabah en çok konuşulanlar tartışma programındaki profesörün söyledikleri midir, yoksa akşamki dizide ya da futbol maçında (ki bu da bir gerçek hayat öyküsüdür) olanlar mıdır? Her zaman en çok akılda kalan dizilerdir, yani öyküleridir. Bu nedenle Tanrı öyküler, benzetmeler ve inananların gerçek hayat hikayeleri aracılığıyla konuşmayı seçmiştir.
Tanrı’ya neyi nasıl yazacağını, vahyini nasıl göndermesi gerektiğini öğretmek küstahlık olur ve Tanrı’yı, ‘sınırlamak’ olur. Tanrı’yı sınırlayamayız, Tanrı’nın bizimle nasıl konuşacağını seçemeyiz. O, Kendi istediği yolu seçerek konuşur; bu bir kitapla olabilir, doğayla olabilir, hatta bizzat Kendisi yeryüzüne gelerek olabilir.
“En yüksektekileri bile yargılayan Tanrı’ya Kim akıl öğretebilir?” (Eyüp 21:22)
Esen Kalın