Yahuda İncili
Sevgili ziyaretçimiz, bu makalemizde, ”Yahuda İncili” ni Hristiyan bakış açısıyla irdeleyeceğiz. Bizim temel kaynağımız Tanrı sözü olan İncil’dir. Eğer kargo dahil ücretsiz İncil almak isterseniz aşağıdaki linkten formu doldurmanız yeterlidir. Size iyi okumalar diliyoruz.
Yahuda İncil’i nedir?
2000 yılı aşkın bir süredir İncil’i yıpratmaya çalışan yazılar gibi yok olup gitmeye mahkum bir yazı mı, yoksa tarihi bir gerçek mi?
Bu hafta Paskalya diye bilinen Diriliş Bayramı’nda dünya çapında yüz milyonlarca insan İsa Mesih’in çarmıhtaki ölümünü anıp ölümden dirilişini kutlayacak. Çünkü Hristiyanların inancına göre bu şaşırtıcı ve korkunç olay, görünen zayıflık ve lanetin tam aksine, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrısal kurtarış ve vahiy programının merkezidir, “Kutsal Yazılar uyarınca Mesih günahlarımıza karşılık öldü, gömüldü ve Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün ölümden dirildi!” (1. Korintliler 5:3-4).
Her ne kadar çarmıha gerilen Mesih inancı Yahudiler için yüz karası ve felsefeciler ve çağdaş insanlar için saçmalık sayılsa da bizim için İsa’nın çarmıhtaki ölümü ve dirilişi Tanrı’nın gücü ve bilgeliğidir. Mesih’in acıları ve yüceliği, Tanrı’nın eski çağlardan beri belirlediği amacın yerine gelmesiydi.
Ama her zamanki gibi yine bu yıl, bu gerçek saldırı yağmuru altına tutuluyor. “Yahuda İncili” denilen, 2. yüzyıla ait eski bir yazı, bu hafta büyük bir tantana ile piyasaya sürüldü; belgeseli de televizyonda yayınlandı. 1800 yıldır bilinen Gnosisçi bir yazı Hristiyanlığın temel inançlarını sarsacak yeni bir şeymiş gibi, Da Vinci Şifresi filminin gösterime gireceği hafta için pazarlanıyor. Hem de saygın Ulusal Coğrafya Derneği’nin büyük parasal desteğiyle ve üç yeni kitabının yayımlamasıyla!
Peki bizler Hristiyanlığın ilk dönemlerinden kalma bu el yazması, “İncil”i nasıl değerlendiriyoruz? Bir kere, bu metin bilinmeyen bir belge değildir. Bilindiği kadarıyla ilk kez kilise tarihçisi İrenaeus’in İ.S 180’de yazılan Yahuda İncili’nden söz ediliyor ve yazılış tarihinin İ.S 130-170 yılları arasında olduğu sanılıyor.
Varlığı, İ.S 180 yılında Lyon kilise gözetmeni ve tarihçisi İrenaeus’un ondan, “Sapkın Öğretilere Karşı” adlı eserinde Gnosisçilerin yazılarının bir örneği olarak söz ettiğinden beri biliniyor. Sadece içeriği bilinmiyordu. Ama şimdi İranaeus’un onu haklı olarak sapkın değerlendirdiğini kendimiz görüyoruz. Yazıyı önce kısaca özetleyelim ve birkaç açıklama yapalım.
“Yahuda İncili”nde Ne Yazıyor?
New York Times web sitesinde[1] yayınlanan yazının İngilizce çevirisini okuma fırsatını buldum. Bilgisayarda sekiz sayfayı doldurmayan yazı, İsa’nın aydınlanmamış 12 havarisi ve onlardan daha üstün anlayışı olan 13. havarisi Yahuda İskariyot’la yaptığı bazı konuşmaları kaydetmiştir. Yazı tipik bir Gnosisçi yazıdır, tek özelliği bu öğretiyi İsa ve Yahuda arasında geçen bu konuşmalar aracılığıyla ortaya koymasıdır.
Başında şu cümle bulunuyor:
GİRİŞ: BAŞLANGIÇ Fısıh bayramını kutlamadan üç gün önce İsa’nın Yahuda İskariyot’la konuşurken açıkladığı vahyin gizli kaydı. İsa şükran sofrasını kutlayan Onikiler’e aslında bilinçsizce aşağı derecede olan bir tanrıya ibadet ettiklerini açıklıyor, ama bu tanrının kendisini gönderen üstün Tanrı’dan farklı olduğunu öğretiyor. İsa onları güçleri varsa O’nun önünde durmaya çağırıyor; “Ama Yahuda İskariyot hariç onların ruhları onun önünde durmaya cesaret edemediler. Yahuda önünde durabildi ama gözlerine bakamadı, yüzünü yan çevirdi. Yahuda İsa’ya:
“Ben seni tanıyorum ve nereden geldiğini biliyorum. Sen ölümsüz alem Barbelo’dan geliyorsun. Ben de seni gönderenin adını söylemeye layık değilim.”
(Burada Yahuda İsa’ya “Barbelo”dan geldiğini söylüyor. “Barbelo,” Gnostik ve Hindu öğretilerinde en yüce tanrının ilk tezahürü için kullanılan isim. Demek ki Yahuda İncili, kilise babası Iraneaus’u izleyerek bazı çağdaş araştırıcıların “Barbelo-gnostikler” adını verdiği gnostik gruba ait metinler arasında yer alır.)
Yahuda’nın bu bilge yanıtına karşılık olarak İsa ona kosmos ve göksel düzenler hakkında hiç bir insanın bilmediği bir takım gizli esoterik bilgiler veriyor. Sonra İsa ruhunu hapseden bedenden kurtarması görevini Yahuda’ya veriyor: “sen hepsini geçeceksin, çünkü sen beni saran (bana giydirilen) adamı kurban edeceksin.” Böylece Yahuda en sadık havari, hatta gizli gerçekleri anlayan tek öğrenci durumunda gösteriliyor.
“Yahuda İncili” şu şekilde son buluyor: Bazı yazıcılar İsa’yı tutuklamak için dua zamanında dikkatlice bekleyip fırsat kolluyordu.
Yahuda’ya gelip ona “Sen burada ne arıyorsun? Sen İsa’nın öğrencisisin.” Yahuda onlara istedikleri gibi cevap verdi. Onlardan para aldı ve onu (İsa’yı) onlara teslim etti.”
“Yahuda İncili” bambaşka bir din sistemini temsil eder
Yahuda ve İsa adlarının kullanılmasına rağmen, bunların gerçek İsa’yla Yahuda’yla çok az alakası var. Ama katı düalizme dayanan Gnosisçilerin inancının güzel bir örneğidir. Özde tamamen zıt olduğu Eski Antlaşma yaratılış ve insan gerçeklerine aykırı, çok zorla İsa’yla bağlantılar kurmaya çalışan eski bir inanç sistemidir. Gnosisçiler hâlâ vardır, birçokları gibi de hâlâ Mesih İsa’ya sahiplenmeye çalışıyorlar. İnternette yarı Hinduism yarı yeni çağ bu esoterik inanç karışımları şekleriyle incelenebilir.[2]
Yaratılış Öğretileri
Gnosisçilik her yönden Yahudilik ve Hristiyanlık’tan ayrı bir din kategorisinde bulunur. Reenkarnasyon, çeşitli ilahi güçler ve en üstün “tanrı”dan yayılmalar, v.b. olgularla birlikte evrenin yaratılış hikâyesi temelde tamamen farklıdır. Gnosisçilerin kainatın ve yeryüzünün oluşumu ile ilgili açıklamaları baştan sona mitolojiyle iç içedir.
Hristiyanların Kutsal Yazıları (Tevrat-Zebur-İncil) maddi-manevi, görünen-görünmeyen her şeyi güçlü sözüyle iyi yaratan ve her şeye egemen olan tek yaratan Tanrı açıklarken, Gnosisçi öğretide madde-mana, aydınlık-karanlık, ruh-beden ve dünya-öte dünya gibi değerler arasında var olduğuna inanılan katı bir düalizm bulunur. “Gnostikler alemi, ışık alemi ve karanlık alemi şeklinde ikiye ayırırlar. Işık alemiyle karanlık alemi arasında bitmek tükenmek bilmeyen bir mücadele ve çekişme vardır. Madde ve maddi olan her şey, yani içinde yaşadığımız dünya, bedenlerimiz ve bu dünyaya ait olan her şey kötülük alemine aittir ve dolayısıyla bizatihi kötüdür. Ruh ve ruhsal olan varlıklar ise ışık alemine aittir ve yapısı gereği iyidir.”[3] Ama Kutsal Kitap’a göre Tanrı başlangıçta her şeyi iyi yarattı, ve insanı kendi benzeyişine göre yarattı.
Sonradan insanın yaratanına karşı günah işlemesiyle dünyaya kötülük ve ölüm girdi.
Gnosisçi evren bilimi dişi olan yaratıcı prensibini ikili olarak açıklar. Hatta Gnosisçilere göre iki İlahi Anne vardır. Onlarda daha yüce olan, Barbelo, aşağıdaki alemlerdekilerin kurtuluşu için inebilen, tanımlanmaz orijinal Veli’nin yaratıcı düşüncesidir.
Kurtuluş Öğretileri
Hristiyan Kutsal Yazılar günaha bulaşmış insanlığın ancak Kurtaran Tanrı’nın sağlayacağı geçerli olan tek bir kurbanla kurtulabileceğini öğretirken Gnosisçiler insanın bazı gizli bilgiler öğrenerek kurtulabileceğini öğretir.
“Gnosisçiler, insanlığın gizli bir bilgiyle kurtulabileceğini vurgulayan değişik dini hareketlerin yandaşlarıydı… Bütün Gnosisçiler maddeyi kötü kabul eder. Ancak kurtulacak olan belirli ‘ruhsal’ bireylerinde ilahi pırıltılar gizlidir. Bu ruhsal bireyler göksel geçmişlerinden habersizdir. Tanrı’nın gönderdiği kurtarıcı onlara kendileri, geçmişleri ve kaderleri hakkında gizli bilgi (gnosis) şeklinde kurtuluş getirir. Böylece ruhsal bireyler ölümle bedenlerine hapsolmaktan kurtulur, düşman cinlerin kontrolündeki dünyevi bölgeden güvenle geçip yeniden Tanrı’yla birleşir.”[4]
Kutsa Kitap’a göre kurtuluş tek Tanrı’nın İsa Mesih aracılığıyla tarihsel müdahalesi sayesinde gerçekleşiyor. Çünkü Tanrı sevgidir. Tanrı’yı biz sevmiş değildik, ama O bizi sevdi ve Oğlu’nu günahlarımızı bağışlatan kurban olarak dünyaya gönderdi. (İncil: 1Yu.4:8-10).
Sonuç olarak “Yahuda İncili” her ne kadar İsa ismini kullansa da Kutsal Kitap’taki İsa Mesih’le ilgisi dumanı yoktur.
Yahuda İncili İsa’nın çarmıha gerildiğini yadsımaz.Her ne kadar Gnosisçiler İsa’nın çarmıhtaki ölümünü çok farklı biçimlerde yorumlasa da O’nun çarmıha gerilmediğini öğretmezlerdi. Örneğin yukarıda aktardığım gibi Yahuda İncili’ne göre İsa “sen hepsini geçeceksin, çünkü sen beni saran (bana giydirilen) adamı kurban edeceksin” diyerek ruhunu hapseden bedenden kurtarması görevini Yahuda’ya vermiş.
Bu tipik bir gnostik öğretisi olarak ölümünü bedenden kurtulmak olarak gösterir, ama ölmediğini iddia etmez, çünkü o herkesçe bilenen tarihsel bir gerçekti. Olsa olsa vaftiz sırasında insan olan İsa’nın üzerine gelen ilahi “Mesih”in, çarmıha gerilmeden önce İsa’dan ayrıldığını ileri sürerlerdi:
“Cerinthus, öğretisini Batı Anadolu’da yaydı (Tarihçi İrenaeus, elçi Yuhanna’nın bir gün Efes’te bir hamama gittiğini, Cerinthus’un orada olduğunu öğrenince kaçtığını anlatır!) Cerinthus, ‘İsa’nın, üzerine Mesih’in bir güvercin gibi indiği sıradan bir insan olduğunu öğretiyordu. Ona göre Mesih’in acı çekmesi olanaksız olduğundan, çarmıha gerilmeden önce Mesih, İsa’dan ayrılmıştı.”[5]
Buna benzer öğreti Kuran’da da vardır: “Oysa onu öldürmediler ve asmadılar, fakat onlara öyle göründü… Allah onu kendi katına yükseltti” (Nisâ 156-158). Fakat Tevrat ve Zebur’un önceden bildirildiği ve İncil’in dört ayrı bölümde çok detaylı bir şekilde kaydettiği gibi İsa Mesih gerçekten bu Kutsal Yazılar uyarınca günahlarımıza karşılık çarmıha gerilip öldü, gömüldü, ve yine Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün ölümden dirilip kırk gün süreyle havarilerine ve başka tanıklara defalarca görünerek birçok inandırıcı kanıtlarla onlara dirilmiş olduğunu gösterdi.
Bu yetmezse İsa’dan yüzyıllar önce yazılan Eski Antlaşma (Tevrat ve Zebur diye bilinen) gelecek olan Mesih’in nasıl, ne zaman ve neden öleceğini defalarca bildirmişti. Peygamber Yeşaya kitabından alınan aşağıdaki yazı bunun açık bir örneğidir:
İnsanlarca hor görüldü,
Yapayalnız bırakıldı.
Acılar adamıydı,
hastalığı yakından tanıdı.
İnsanların yüz çevirdiği biri gibi hor görüldü,
Ona değer vermedik.
Aslında hastalıklarımızı o üstlendi,
Acılarımızı o yüklendi.
Bizse Tanrı tarafından cezalandırıldığını,
Vurulup ezildiğini sandık.
Oysa, bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi,
Bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti.
Esenliğimiz için gerekli olan ceza Ona verildi.
Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk.
Hepimiz koyun gibi yoldan sapmıştık,
Her birimiz kendi yoluna döndü.
Yine de RAB hepimizin cezasını ona yükledi.
(Yeşaya 53:4-6)
Mesih’in ihanet edileceği de sürpriz değildi!
Yahuda adlı birinin yaşadığından 500 yıl önce İbrani Kutsal Yazılar’da, Tevrat’ın peygamber Zekeriya tarafından kaleme alınan bölümünde gelecek Mesih’in 30 parça gümüş karşılığı ihanet edileceği açıklanmıştı (bkz. Zekeriya 11:12-13). Orada İsrail halkı, İyi Çoban’ın sevgisine karşılık ölü bir köleye biçilen bedeli olan otuz gümüş vereceğini bildiriyor Eski Ahit(Mısırdan Çık.21:32).
Bu peygamberlik sözü nasıl gerçekleşti? Halkın önderleri, İsa’yı ele vermeyi teklif eden Yahuda İskariyot’a otuz gümüş tartıp verdiler (Mat.26:15). Bu alışverişi yapan her iki taraf için de akıl almaz bir olaydı: İsrail’in ruhsal önderleri masum bir kişiyi soğukkanlı bir şekilde öldürtmeyi tasarladılar! Öte yandan, üç yıl boyunca İsa’yla yaşamış olan Yahuda dünyanın tek kusursuz insanına ihanet etti.[6]
Ama İsa’yı ölümden dirildikten sonra görüp O’nunla birlikte olan havarileri bu olayların hepsi bir rastlantı değil de Tanrı’nın kurtuluş planını gerçekleştirmek için önceden belirlediği olay zincirinin bir parçası olduğunu çok iyi anladılar.
İsrail halkına olayı şöyle açıkladılar:
Ey İsrailliler, şu sözleri dinleyin: Bildiğiniz gibi Nasıralı İsa, Tanrı’nın, kendisi aracılığıyla aranızda yaptığı mucizeler, harikalar ve belirtilerle kimliği kanıtlanmış bir kişidir. Tanrı’nın belirlenmiş amacı ve öngörüsü uyarınca elinize teslim edilen bu adamı, yasa tanımaz kişilerin eliyle çarmıha çivileyip öldürdünüz. Tanrı ise, ölüm acılarına son vererek O’nu diriltti. Çünkü O’nun ölüme tutsak kalması olanaksızdı. İncil (Elç.2:22-24)
Sonuç
Yahuda İncili yeni olan hiçbir şey açıklamıyor. Sadece tek yaratan Tanrı’yı bildikleri halde O’nu Tanrı olarak yüceltmeyen, O’na şükretmeyen, düşüncelerinde budalalığa düşen eski paganların inançlarına Mesih’i dahil etme çabalarının bir örneğidir.
Ne yazık ki bütün peygamberlerin tanıklık ettiği Mesih’i ve Onun çarmıhtaki ölümü ve ölümden dirilişi aracılığıyla sağlanan kurtuluşu kabul etmeden hâlâ İsa’ya sahiplenmek isteyen daha birçok inançlar varlığını sürdürüyor.
Esen Kalın.
Kaynakça
[1] http://www.nytimes.com/2006/04/06/science/06cnd-judas.html
[2] Örneğin kheper.net veya essenes.net’te bu inanç sistemleri detaylı açıklanmıştır. Essenes.net sitesi “Nasıralı Esseniler Cemiyeti: Orijinal Hrisitiyanlığın bir Budist Kolu” adını taşıyan tarikata aittir. Manicilik, Budism, v.b. dinlerin görüşleriyle çok ortak yönleri var. Fakat Kutsal Kitap’taki öğretilerden tamamen farklıdır.
[3] http://www.dunyabulteni.net
[4] Hristiyanlık Tarihi, 2004, İstanbul: Yeni Yaşam Yayınları, sayfa 97.
[5] Hristiyanlık Tarihi, sayfa 99.
[6] Bkz. Bristow, G., 2004, Sürgün Ve Ötesi: Kutsal Kitap’taki Daniel, Hagay, Zekeriya ve Malaki Bölümleri Üzerine Yorum, Istanbul: Babylon Kitaplığı.