İncil'de Çelişki Arayanlara:
Sevgili ziyaretçimiz, bu makalemizde İncil’de çelişki arayanlarla ilgili Hristiyan bakış açısıyla cevap vermeye çalışacağız. Bizim temel kaynağımız Tanrı sözü olan İncil’dir. Eğer kargo dahil ücretsiz İncil almak isterseniz aşağıdaki linkten formu doldurmanız yeterlidir. Size iyi okumalar diliyoruz.
Birkaç Tavsiye
‘’Bazı kişiler’’ bu başlığı biraz ukalaca bulabilirler, ama yapılan yanlışlıklar ve ukalaca tavırlar karşısında, biraz tavsiye verecek kadar bilgim olduğunu düşünüyorum. Bugünlerde internette dolaşırken birkaç siteye rastladım. Bunların isimlerini vermeyeceğim. Zaten fark ettim ki internette bu ve bunun gibi siteler bolca miktarda bulunmaktadırlar. Yani anlayacağınız, ‘’İnternette elinizi sallasanız bu sitelere çarpıyor’’. Aslında bu durum üzücü, çünkü bu siteler doğru olana hizmet etmekten çok, ‘’yalana’’ hizmet etmektedirler.
İncil’de çelişki bulmaya çalışan bu ve benzeri çalışmalar yapan kişilere tavsiyem, önce dönüp kendilerini test etmeleridir. Kendilerini test etmeleri gereken birkaç nokta vardır.
Bunlar;
1- Birinci nokta, İncil’i nasıl ve ne amaçla okuduklarıdır. Bu önemli bir noktadır. Çünkü İncil’i, daha doğrusu bazı ayetleri, sırf çelişki bulmak için okuyan insan sayısı bir hayli fazladır. Bu da insanların ana noktayı kaçırıp hata yapmalarına neden olacaktır. Örnek verecek olursak, bu kişiler Matta 10:34 ayetini verip İsa Mesih’in barış değil savaş getirdiğini söyleyabiliyorlar.
Bunun da nedeni, İncil’i okuma gayelerinin anlamaktan çok, çamur atma politikasını izlemelerinden kaynaklanmaktadır. Bir ayeti metnin bağlamından çıkarıp kullandığınızda, o ayetinin gerçek anlamını kaybetmesine ve metin içerisinde sahip olduğu anlamından çok farklı bir anlama sahip olmasına neden olursunuz. Maalesef metinin bağlamını dikkate almayan kişiler, Kutsal Kitap’ta geçen, ”Tanrı’nın, ‘saçmalığı’…” kelimesini çıkarıp, ”Aha! Hristiyanların Tanrısı saçmalıyor” gibi saçma sapan çıkarımlar yapabilmektedir. Fakat metnin bağlamında bu ayeti incelediğiniz de Elçi Pavlus’un insan bilgeliği ile Tanrısal bilgelik arasında bir kıyaslama yaptığını göreceksinizdir.
2- İkinci bir nokta, İncil ve Kutsal Kitap tarihi konusunda ne kadar bilgiye sahip olduklarıdır. İncil’de çelişki arama meraklısı arkadaşlar Mesih’in yaşadığı döneme ait hiçbir bilgiye sahip olmadan, ‘’Aha burada bir çelişki var! Aha şuarada çelişki var!’’ diyebiliyorlar. Bu konuya bir örnek verirsek, Matta 20:29’da ve Markos 10:46‘da geçen ayetleri göstererek, ”İsa Eriha’ya girerken mi yoksa çıkarken mi körleri iyileştirdi?” diyor ve bu ayetlerde bir çelişki olduğunu göstermeye çalışıyorlar.
Burdaki zorluk, o dönemin tarihsel bilgisine sahip olmamaktan kaynaklanmaktadır. Oysa burada bir çelişki olduğunu iddia edenler, İsa Mesih’in döneminde iki Eriha’nın (Eski ve Yeni olmak üzere) olduğuna dair bilgiye sahip olsalardı, eminim burada bir çelişki olduğunu gösterme zahmetine girmeyeceklerdi.
3- Üçüncü nokta ise, bu kişilerin farklılık ile çelişki arasındaki farkı öğrenmelerini tavsiye etmek olacaktır. Örnek vermek gerekirse, sokakta meydana gelen bir trafik kazasını düşünün. Trafik kazasında Araba önce yaşlı bir amcaya ardından da bir hanıma çarpmış. Bu olaya da iki kişinin tanık olduğunu farzedin. Olay için tutanak tutan polisler bu iki görgü tanığının tanıklıklarını kaydedeceklerdir. Bu tanıklardan ilki olayda arabanın, ‘’Yaşlı adama’’, ikinci tanığın ise, ‘’Bir hanıma’’ çarptığını söylüyor olsunlar. Sizce polislere göre burda bir çelişki olacak mıdır?
Tabi ki hayır!
Bu sadece tanıklıklarındaki farklılıktır, bir çelişki değil. Tanıklardan birisi belki yaşlı adama çarptığı ana tanık olmuş ve diğeri olmamış olabilir. Bu onların yalan söylediğini ve tanıklıklarında bir çelişki olduğunu göstermez. Şayet tanıklar kesinlik bildiren kelimeler kullanıyor olsalar, o zaman durumlar değişebilir. Yani demek istediğim eğer ilk tanık olayda arabanın ilk olarak, ‘’Yaşlı adama’’ çarptığını söyler ve ikinci tanıkta arabanın ilk çarptığı kişinin bir hanım olduğunu söylerse, bu durumda bir çelişkinin varlığından söz edebiliriz. Çelişki ile farklılık arasındaki fark budur.
Benim üzüldüğüm nokta bu kişilerin özellikle bunun gibi mantıksal bir noktayı es geçip mantık kurallarını da ihlal etmeleridir. Bu yüzden bu kişiler özel olarak, ‘’Çelişmezlik Yasasını’’ araştırıp öğrenmeleri gerekecektir.
Tüm bunların ötesinde İncil’de anlaşılması güç olan yerler yok mudur? Vardır! Hatta havari Petrus, Pavlus’un yazıları ile ilgili olarak şunları söylemiştir, ‘’Pavlus bütün mektuplarında bu konulardan böyle söz eder. Mektuplarında güç anlaşılan bazı yerler var ki, bilgisiz ve kararsız kişiler, öbür Kutsal Yazılar’ı olduğu gibi bunları da çarpıtarak kendi yıkımlarını hazırlıyorlar.” (2. Petrus 3:16)
Burada da Petrus’un uyardığı gibi insanlar cehaletlerinden ve önyargılı tutumlarından ötürü gerçeğe yüz çevirip, bilgisizleri nedeniyle kendi yıkımlarını hazırlamaktadırlar. Bunlara ek olarak altını çizmek istediğim nokta; zor anlaşılır yerlerin olması, onların çelişkili ya da hatalı olduğunu göstermez. Unutmamamız gereken önemli bir nokta vardır: Bahsettiğimiz ve üzerinde konuştuğumuz şeyler, Tanrısal şeylerdir. Bu yüzden her zaman her şeyi kavrayacağız, diye bir şey söz konusu değildir. Tabi ki altını tekrar tekrar çizmek istiyorum: Tanrısal gerçekler mantıklıdır ama bilgimizi aşabilir.
Esen Kalın
___________________________
Dipnotlar:
1. Çelişmezlik İlkesi : “Bir şey aynı zaman ve koşullarda hem kendisi hem başka bir şey olamaz” ya da “A, A olmayan değildir”, “İnsan hem ölüdür, hem canlıdır”, “Su hem sıvıdır, hem katıdır”, “Tas hem vardır hem yoktur”. Önermeleri çelişmezlik ilkesine ters düşer.