Dindarlık Nedir? Dindarlığın gerçekten ne demek olduğunu biliyor muyuz?


 

1. Hepimiz Dindarız

1. Hepimiz Dindarız -Din dediğimizde veya din kelimesini duyduğumuzda ne demek istiyoruz ve aklımıza ilk ne geliyor? Gerçekten dindarlık nedir? Özellikle, 21. yüzyılda çok az insanın aklında iyi resimler belirmekte.

Bu resimlerin de haksız olduklarını söylemek oldukça güç. Türkçe’ye de Arap dilinden geçen din kelimesinin kullanılışı da coğrafyamızda belirli bir bağlam içerisinde olmakta. Sözlük anlamı olarak inanç ve ibadet kuralları sistemi olarak tanımlanabilecek bu kelime, diğer dillerde biraz daha farklı bir ton alabiliyor.

Her ne kadar zor olsa da bir süreliğine din kavramını üzerine yapıştırılmış etiketlerden arındırabilirsek belki de şöyle bir tanıma varabiliriz: Hakim öykü veya öyküler bütünü. İnanç veya düşünce sistemlerinin ortak noktasını bulmaya çalıştığımızda görmemiz gereken şey, insanın öykü anlatan ve öykülerle yaşayan bir varlık olduğu gerçeğidir. Özbilinci var olan her insan öykü ile yaşayabilmekte ve yaşatmaktadır.

Burada öykü ile bahsettiğim şey masal veya doğruluğundan duyar duymaz kesinlikle şüphe duyduğumuz ve uydurma olduğunu bildiğimiz bir hikayeden bahsetmiyorum. Bir öykünün yalan, sahte veya uydurma olduğunu bildiğimizde gerçek, doğru ve değerli olduğunu bildiğimizden farklı tepkiler verebiliriz ama her iki durumda da değişmeyen şey bir öyküye, bir anlatıya tepki verdiğimizdir. Bu nedenle insan yaşamı öykü dinlemeden ve anlatmadan var olamaz. Hiçbir filozofu dinlemeden yaşayabilen bir insan, bir öyküye sahip olmadan yaşayamaz.

Hayatımız boyunca çeşitli öykülerin yarattığı dünya görüşleri ve felsefeleri kabul ediyoruz ya da birisini bırakıp diğerine geçiyoruz. Yapmadığımız tek şey ise öyküler aracılığıyla dünyayı kendimizi anlama uğraşından vazgeçmektir. İşte din dediğimiz olgunun altında da her bir inanç sisteminin aslında bir öyküden doğmuş olması gerçeğidir. Aynı şey dindar kelimesini tanımlamamız için de geçerlidir. Dindar kişi de belirli tek bir öykü veya öyküler bütününe göre yaşamını düzenleyen insan olarak görülebilir

Bütün bunlarla ne demek istiyorum? Popüler kültürde hem din, hem de dindar kelimelerinin yarattıkları imgeler daha çok gözlemsel olarak ölçülebilir veya önyargılarla ilgili olan şeylerdir. Fakat belki de kaçırdığımız detay, kelimelerin toplumsal örneklerle bir şekilde anlamlarının sınırlandırılmış oldukları ve genellikle tanımlama amaçlı değil, etiketleme amaçlı olarak kullanılmalarıdır. Bu toplumsal etiketleri bir kenara bırakırsak, din ve dindarlığın sadece bir tanrı veya tanrılara inanan insanlar için kullanılabilecek bir etiket değil, aslında bütün insanlık için kullanılabilecek tanımlar olduğunu görebiliriz. İkiyüzlü ve dürüst olmayan davranışları ile bilinen bir din mensubuna ‘işte dindarlar hep böyle’ suçlamasında bulunmak aslında asıl soruna parmak basmamakta çünkü eleştiri, odağı eylemin kendisinden bir olguya aktarmaktadır.

Yani eleştirilen kişinin inancını paylaşıp da aynı davranışlarda bulunmayan insanlar var olduğu sürece, ‘dindarlık böyle birşey’ eleştirisi, aslında sorumluluğu kendimizden uzaklaştırma çabası olarak bizlerin dindar olmadığımız için aynı davranışlarda bulunmadığımız algısını yaratmaya çalışmaktadır. Fakat bunun doğru olmadığı ve gerçeğin daha farklı bir nüansa ihtiyacı olduğu itiraf edilmelidir. Bu nedenle de video serimizin ilk iddiası ‘herkes dindardır’ iddiasıdır.

Bir insanı tanımlaması gereken şey hangi dine ait olduğu değil, içinde bulunduğu bağlamın nasıl öyküler anlatarak dünyayı algıladığıdır. Dünyadaki kötülüklere baktığımızda ateist veya Hristiyan olanların ellerinin çok da temiz olmadıklarını görmemiz din ve dindar olmayı sadece bir etiket olarak kullanmanın çok da doğru bir düşünüş şekli olmadığını bize göstermektedir.

Neden aslında herkes dindar? Bunun cevabını da bir sonraki videomuzda arayacağız.